şişlideki diyetisyenler

Uzman Diyetisyen Işın Sayın

Günümüzde git gide artan obezite ve şişmanlık problemleri, kilo verme yöntemlerinin, çeşitli diyet listelerinin ve programlarının daha çok göz önünde ve daha düşüntülü olmasıyla sonuçlanmaktadır. Fakat bunun haricinde olması gerekenden zayıf olup da kilo alması gereken insan sayısı da yadsınamayacak kadar fazladır. Bu tarz vücudun zayıflığı problemleri çeşitli sebepler sonucu oluşabilmektedir. Bu sebepler kronik hastalıklar, yetersiz ve dengesiz beslenme ile yeme alışkanlıklarındaki bozukluklar olarak sınıflandırılabilir. Bu sebeplerin herhangi biri sonucu zayıf kalmış bireyler, genellikle daha zayıf bağışıklık sistemine sahip olduklarından hastalıklara daha açık olmaktadırlar. Dış etkenlere ve mikroplara karşı bünyeleri daha dirençsiz olmaktadır. Ayrıca uzun süreli halsizlik yaşayabilmekte ve daha çabuk yorulmaktadırlar. Çok zayıflık durumu da obezite gibi çeşitli risk durumları barındırmaktadır. Bu riskler arasında kansere yakalanma riski, kalp yetmezliği ihtimali sayılabilir.

Bu durumda olan kişilerin beslenme şekli oldukça önem arz etmektedir. Yüksek kalorili ve besleyici değeri olmayan abur cuburların tüketilmesi yalnızca kilo alınması sebep olmakta, vücuda direnç ve bağışıklık konusunda bir yarar sağlamamaktadır. Bu tarz beslenmede sağlıksız trans yağlar ve doymamış yağlar tüketileceğinden ideal yol olarak bu görülmemektedir. Onun yerine yüksek enerji barındıran sağlıklı besinler tercih edilmelidir. Omega-3 içeren balık, keten tohumu ve ceviz gibi besinler, sağlıklı karbonhidratlar, kuruyemişler, sebze ve meyveler ile tam tahıllı ürünlerin tüketimi sağlıklı kilo almak için oldukça doğru bir yol olmaktadır.

Sağlıklı kilo alımında tüm bunlara ek olarak, bazı küçük tüyolar da bulunmaktadır. Ana öğünlerde et, süt, tahıl, sebze ve meyve gruplarının her birinden en az 1 çeşit olması, gün içinde ara öğünlerle birlikte 5-6 öğün şeklinde yemek yenmesi, bal ve pekmez gibi yüksek enerji barındıran karbonhidratlı yiyeceklerin yenmesi, mideye tokluk hissi veren yağlı kızartmalardan mümkün olduğunca uzak durulması, bir sonraki öğün olmayacağından gece öğünlerinin yapılması bunlara örnek olarak verilebilir. Aynı zamanda diyetteki protein miktarının artırılması, bol bol süt içilmesi, kuru baklagillerin öğünlere yerleştirilmesi de bu konuda atılabilecek önemli adımlar arasında yer almaktadır. Ayrıca yaşamsal stresi de olabildiğince azaltmak bu süreci kolaylaştırmaktadır.
Diyetisyen Işın Sayın

1 Puan2 Puan3 Puan4 Puan5 Puan (1 Oy Verildi, Ortalama: 5,00 / 5)