DEPRESYON VE BESLENME ALIŞKANLIĞIMIZ ARASINDAKİ BAĞLANTI
Çağın en yaygın hastalığı: Depresyon… Depresyon, çoğu bireyin kendi kendine tanı koyduğu bir durum olmakla birlikte, aslında üzerinde dikkatle durulması gereken bir rahatsızlıktır. Belirtilerine baktığınız zaman, aslında hepimizin hayatının bir döneminde depresyonla karşı karşıya kaldığını görebiliriz. Fakat şunun farkında olmamız gerekir ki, içinde bulunduğumuz durumun ‘depresyon’ olduğundan emin olmamız için; belirtilerin uzun süre devam etmesi gerekir.
Kendimize ne kadar iyi bakmaya çalışsakda bazen bilmediğimiz için, bazen de bilerek ve isteyerek tükettiğimiz gıdalar nedeniyle bedenimizden olumsuz yanıtlar alıyoruz. Biyolojik, genetik ve psikososyal durum; depresyonun en bilinen nedenleridir. Ancak gözden kaçmaması gereken bir durum vardır ki: Depresyon nedeniyle diyet düzeni bozulabilirken, zaman zamanda hatalı/bilinçsiz zayıflama diyetleri nedeniyle de depresyon ortaya çıkmaktadır. Depresyon ve diyet konularını bir arada içeren bilimsel araştırmaları incelediğimizde; aslında günlük bazı besinleri tüketim alışkanlığımızı düzenleyerek, depresyondan kendimizi koruyabileceğimizi görüyoruz.
Peki, nedir bu alışkanlıklar? Depresyonu tetikleyebilen beslenmeyle ilgili nedenler:
- Öğün sayısı,
- Kan glukoz ve insülin seviyelerinizin dengesi,
- Cinsiyet hormon dengesi ve menstruasyon düzensizliğinin kadınları aşırı tatlı tüketimine itmesi,
- Öğünlerdeki besin kaliteniz,
- Unlu ve şekerli besin tüketiminin bağımlılık halini alması
- Aşırı kafein, idrar sökücü ve bağırsak sökücü kullanımı ile meydana gelen vitamin mineral kayıpları,
- Sebze meyve tüketmeme alışkanlığı en sık rastlanan nedenlerdir.
- Uzun süreli açlıklar
- Su tüketmeme
- Balık tüketmiyor olma
- Kızartma ve aşırı doymuş yağ tüketimi vb bir çok neden mevcuttur.
Yani aslında toplumda sıkça görülen hatalı zayıflama diyeti uygulama alışkanlığımızı da değiştirmemiz gerekiyor. Bir diyetisyen kontrolünde olmadan uygulanan yanlış diyetler, özellikle gençler arasında çok yaygın. Bunların arasından yapılan en yaygın hataları irdelemek gerekirse:
*Uzun süre aç kalmak, Açlık hissetmesek de uzun saatler boyu hiç besin tüketmeme sebebiyle; sinir sistemi ihtiyaç duyduğu yakıta, mikro besin ögelerine (B vitaminleri, kan glukozu ve bazı mineraller) ulaşamamaktadır.
*Diğer yandan gün içinde hiç içme suyu tüketmemek, önemsiz görünse de ruh halimizi etkileyen bir faktördür. Vücudumuzun susuz kalması bilinen birçok hastalığa neden olduğu gibi, bu sayede biriken toksinlerden sinir sistemi etkilenerek, depresyona neden olabilmektedir.
*Bunların yanı sıra birçoğumuzun ihmal ettiği fakat son derece önemli bir besin depresyona karşı koruyucudur: Düzenli balık tüketmemek ve omega- 3 yağ asitlerini yeterince alamamak… Balık herkesin sevdiği bir besin olmamakla beraber, pek çok hastalığa karşı koruyucu özelliğe sahiptir. Doğal omega yağ asitleri kaynağı olan balık: Kalp, kemik ve eklem sağlığının korunması, anti-aging, anti- kanserojen, anti-depresan özellik, Alzheimer ın önlenmesi, büyüme gelişmenin desteklenmesi, bağışıklık sistemi ve cilt sağlığının desteklenmesi vb birçok fonksiyona sahiptir. Bu nedenle haftada en az 2 kere balık tüketmek üzere haftalık plan yapın.
*Kızarmış besinlerden uzak durun ve doymuş yağ kaynaklarını kontrollü tüketin.
Aslında çok basit olan bazı sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazanmak üzere kendinizi disipline ettiğinizde; zihinsel, bedensel ve ruhsal iyilik haline kavuşmuş oluruz. Hani vedalaşırken deriz ya: “ kendine iyi bak” diye… İşte bu yolla kendimize bir o kadar iyi bakmış oluruz. Hem hayat boyu daha sağlıklı yaşar, hem de depresyondan korunabiliriz.
Depresyon ve beslenme hayatımızda dikkat edilmesini geciktirmemiz gereken en önemli hususlardandır.